Ekonomi İş Dünyası

Merkez Bankası’nın Faiz Politikasının Piyasalara Etkisi

Merkez Bankası’nın faiz politikası, ekonomik dengeyi sağlamak ve piyasalardaki dalgalanmaları yönetmek için kritik bir rol oynar. Bu içerikte, faiz oranlarının piyasalara etkilerini ve yatırımcılar üzerindeki yansımalarını keşfedin.

Merkez Bankası Faiz Politikaları Üzerine Değerlendirmeler

ANKA Ekonomi Koordinatörü Erdal Sağlam, haftalık ekonomi analizinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini sabit tutmasının ardından ortaya çıkan piyasa dinamiklerini değerlendirdi. Sağlam, Merkez Bankası’nın açıklamalarının piyasalarda yarattığı algının “Kasım ayında faiz indirimlerinin başlayacağı” yönünde olduğunu belirtti. Ayrıca, fon girişlerinin hızlanmasının beklendiğini ve iktidarın doğrudan yabancı yatırımları çekme çabalarının arttığını ifade etti.

Faiz oranlarındaki olası düşüşün emtia fiyatlarına, özellikle altın ve petrol fiyatlarına yansıması üzerine de yorumda bulunan Sağlam, “Faiz oranlarındaki düşüş sürecinin, emtia fiyatları üzerinde de etkili olacağını, dolayısıyla altın ve petrol fiyatlarının artış göstermesinin muhtemel olduğunu” vurguladı. Ancak, mevcut ekonomik durgunluğun petrol ve genel emtia fiyatları üzerinde henüz bir artış yaratmadığını kaydetti. Sağlam, altın fiyatlarının ise özellikle Ukrayna ve İsrail çatışmalarının etkisiyle önemli yükselişler kaydettiğini belirtti. İndirimlerin en önemli sonuçlarından birinin, gelişmiş ülkelerden, faiz oranları yüksek olan gelişmekte olan ülkelere fon akışlarının hızlanması olacağını ifade eden Sağlam, “Geçen haftaki kararların ardından, önümüzdeki haftalarda bu artışların hızlanması bekleniyor.” dedi.

Yabancı Yatırımcıların Beklentileri

Kasım ayında piyasalardaki beklentilerin değerlendirilmesi konusunda Sağlam, “Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutması sonrasında yapılan açıklamalar, piyasalarda ‘Merkez Bankası’nın gevşemeye artık başlayacağı’ yönünde bir beklenti oluşturdu. Özellikle yabancı bankalar, daha önce 2024 yılı sonuna kadar faiz indirimleri beklemediklerini belirtirken, artık bu tahminlerini değiştirdiler ve indirimlerin kasım ayı içinde başlayabileceğini öngördüler.” şeklinde konuştu.

Merkez Bankası’nın açıklamalarının piyasalarda “gevşeme işareti” olarak algılandığını belirten Sağlam, iktisatçıların ise Merkez Bankası’nın geçmişteki ihtiyatlı tutumunu sürdürdüğünü ifade ettiklerini aktardı. Açıklamada yer alan “enflasyon seyrinde olumsuz gelişmeler olursa gerekirse ek sıkılaştırma yapılır” ifadesinin, yeni metinde “parasal araçlar kullanılmaya devam edilecektir” şeklinde değiştiğini vurguladı. İktisatçılar, sıkılaşmanın hala gündemde olduğunu ve bu yeni söylemin de Merkez Bankası’nın tutumunu değiştirmediğini ifade ettiler. Ancak, hem iç piyasa hem de yabancı piyasa katılımcıları, bu durumu gevşemenin bir sinyali olarak algılayarak, “indirimlerin hemen olmasa da büyük ihtimalle kasımda başlayacağını” yorumladılar.

Enflasyon Beklentileri ve Ekonomik Durgunluk

Ekonomi yönetimi ve beklentilerine ilişkin daha fazla değerlendirme yapan Sağlam, “3 Ekim’de açıklanacak eylül ayı enflasyon verisi ile yıllık enflasyonun yüzde 50’nin altına ineceğini, yıl sonunda ise yüzde 42-43 seviyelerine gerileyeceğini öngörüyorum. Bu durum, yüksek kalan enflasyon beklentilerini daha da aşağı çekebilir. Bu nedenle, Ekim ayı enflasyon verisi görüldükten sonra, büyük ihtimalle Kasım ayında faiz indirimlerine başlanması planlanıyor.” ifadelerini kullandı.

Gelecek dönemdeki fon akışları ile rezervlerin artmasının ve ekonomik daralmanın yumuşatılmasında önemli bir rol oynamasının beklendiğini belirten Sağlam, buna rağmen alınmamış mali tedbirlerin etkisiyle, piyasada enflasyonun yüzde 20’nin altına inmesinin zor olacağı görüşünün hakim olduğunu dile getirdi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trend olan

Exit mobile version