Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik’in Açıklamaları

Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik, Bursa Haber TV’ye çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çelik, Bursaspor’un hayatındaki önemini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bursaspor her zaman bizim için bir gündem maddesi oldu. Sohbetlerimizde sıkça ‘Gençsin, Bursasporlusun’ deniyordu. Arkadaşlarımın da bu işe el atmam konusunda istekli olmaları beni motive etti. Bir şehirde Bursaspor’a duyulan sevgi ve isteğin her zaman var olması gerektiğini düşünüyordum. Taraftarımız her zaman destek veriyor ama yukarıda da bir birlikteliğin olması şart. O dönemdeki Divan Kurulu Başkanımız Galip Sakder, Tarık Çapçı ve Enbiya Topal ile sürekli görüşüyorduk ancak bu işin kısmeti devre arasında değil, düştükten sonra oldu. Her şeyde bir hayır vardır; bazen dibi görmek, daha yüksek bir ivmeyle yukarı çıkmak için bir fırsattır. Ben önümü açık görüyorum. Hayatımda ilk kez girdiğim bir işte tamamen rasyonel düşünmüyorum; bir miktar da ‘Kervan yolda düzülür’ mantığıyla hareket ettim. Ancak burada mantığımı kaybetmemin en büyük sebebi, Bursaspor’a olan duygusal bağlılığımdır.

Transfer tahtasının tüm maliyetlerinin 430 milyon liraya yaklaştığını gördük. Biraz karamsar bir süreç yaşadık. Göreve gelmeden önce birçok isimle görüştük. Başkan olduktan sonra da bu konuda daha fazla çaba sarf ettik. Bazı isimler, ‘Nasıl olsa açılacak’ düşüncesiyle beklediler. Ancak niyetimiz temiz olunca Allah da yardım etti. Sonuçta, 220-230 milyon lira civarına pazarlıklarla bu süreci tamamladık. Ancak iki yabancı oyuncunun dosyası tahtada hâlâ yoktu. İlerleyen süreçte bunlar ara sıra tahtaya girebilirler. İnşallah, anlaşıp kaldırırız. 430 milyon liralık ana yükü, 160 milyon liralık nakit ödeme, 70 milyon liralık çek ve Süper Lig’e çıkınca ödeyeceğimiz primle halletmiş olduk.

1.6 milyar lira borcumuz vardı. 430 milyon liralık tahtayı kapattık. Benzinlik satışından da 170 milyon liralık bir rakam şu anda icra dairesinde sıra cetveli yapılıyor. Oradan alacaklılara dağıtılacak. 130 milyon liralık vergi borcumuzun 110 milyonu buradan kapanacak, dolayısıyla vergi borcumuz %90 oranında azalacak. Eğer bunu yapılandırmazsak 2. Lig’de puan silme cezasıyla karşılaşabilirdik. Bu durum bizim için çok iyi oldu. 170 milyondan kalan kısımdan 45 milyon da bankalara gidecek. Böylelikle borcumuz 1 milyar liranın altına inecek; bunun 600 milyonu eski yöneticilere. İnşallah Bursaspor’un borcunun yarısına yakınını kapatmış olacağız. Yılbaşına kadar bu noktaya geleceğimizi düşünüyorum.

Forma kol sponsorluk anlaşmalarımızı 5 milyona, sırtı 10 milyona, göğsü 22 milyona, tozluğu ise 1 milyon civarına verdik. Şimdi şortu da inşallah iyi bir rakama vereceğiz. Stat ismi için de görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Süper Lig’deki takımlara baktığımda, 7-8 takımın önünde reklamları vermişiz. Bir de düşünün, Süper Lig’de olsaydık bu reklamları kaça verecektik? Bursaspor’un marka değerinin bu seviyelere inmesi, bizim elimizi kolumuzu bağladı. Burada herkesin bir payı varsa, biz de ‘Abi borcundan şu kadarını feragat edersen, şöyle bir anlaşma yapalım’ gibi insanlarla görüşeceğiz. Ben umutluyum; herkes bir şeyler yapmak istiyor.

Yönetim olarak biz 200 milyon lira verdik. Bu paranın tamamı hibe edildi; çünkü bu paralar valilik onaylı bağış hesabına geldiği için geri alınması mümkün değil. Biz 40 bin taraftara oynadığımızda öyle gelirler gelir ki… Zaten 4 milyon TL civarında bilet geliri elde ediyoruz; Store o gün 2 milyon TL ciro yaptı. Maddi manevi en büyük destek, o stadın dolması. Bu, şehir dışında yaptığımız ziyaretlerde göğsümüzü kabartıyor.

Kalıcı gelirle ilgili uğraşımıza Belediye Meclisi’nde ‘2 ay daha bekleseniz ne olur?’ denildi. Biz 2 ayda neredeyse borcu yarı yarıya indirmişiz; bu kadar emek harcamışız. ‘2 ay daha geçse ne olur?’ denir mi? Bursaspor’u bilseniz bunu demezsiniz. Ben bunun art niyetli söylendiğine inanmıyorum; sadece o an birbirimizi anlamadık. O meclis toplantısını yönetim kurulu olarak birlikte izledik. O an biz buna bozulduk; insanlar evlerine gitmedi, işlerini ihmal etti… ‘2 ay ne olacak’ dendiğinde, olmuyor.

Balık baştan kokar. Yukarıdan itibaren, oyuncu başkandan yöneticisine samimiyeti ve gayreti görürse futbolcular da bundan etkilenir. Bir futbolcumuz bana, ‘X takımda 4 milyon lira alıyordum, 1 milyonunu yöneticilere veriyordum’ dedi. Bu oyuncular, böyle bozuk düzenden sonra samimi bir Yönetim profilini görünce ve hocası da kendisini ön plana çıkmamak için tezahüratlarda sonradan seyirciye el sallayan biri olunca, bu futbolcuyu etkiliyor ve tümden bir birlik beraberlik oluşuyor.”