Spor Sağlık
Galatasaray – PAOK Maç Analizi: 3-1 Sonuç
Galatasaray, PAOK karşısında 3-1’lik zaferle sahadan ayrıldı. Bu maçta yaşanan kritik anlar, oyuncu performansları ve taktiksel analizler hakkında detaylı bir değerlendirme için içerikimize göz atın.

Galatasaray – PAOK Maç Analizi
Yunan temsilcisi PAOK, maça tipik bir deplasman takımı görüntüsüyle başladı. Oynamaktan çok, rakibin oyununu bozmak ve alanı daraltmak hedefindeydiler. Kalabalık bir savunma yaparak disiplinlerini korudular ve özellikle kontrataklarla hücuma çıkmaya çalıştılar.
Galatasaray ise doğal olarak, maçın başından itibaren rakip ceza alanında kalabalık bir oyun sergiledi. PAOK’a nefes aldırmamaya çalışarak kanatların desteğiyle pozisyon aradılar. Peki, pozisyon bulabildiler mi? Evet, buldular.
- Kaan Ayhan’ın kaleci Kotarski’den dönen şutu,
- Osimhen’in vuruşunda Kotarski’nin kurtarışı,
- Sara’nın nefis şutunu bir kez daha Kotarski’nin çelmesi,
- Yunus Akgün’ün vuruşunda topun yan ağlarda kalması.
Bunlar Galatasaray’ın elde ettiği fırsatlardı. Ancak PAOK’un da ilk yarıda iki pozisyonu vardı. Özellikle son dakikada Konstantelias’ın karşı karşıya kaldığı pozisyon, en net fırsatlardan biriydi. Cezalı Muslera’nın yerine kaleye geçen Günay’ın refleksi olmasaydı, Yunan takımı soyunma odasına önde girebilirdi.
İkinci yarıya, her iki teknik direktör de takımlarından memnun olmalı ki, değişiklik yapmadan başladılar. Galatasaray, oyunun başlar başlamaz golü buldu. Kornerden gelen topa Osimhen yükselerek kafayı vurdu ve çizgideki PAOK’lu Baba Rahman’ın bacaklarının arasından geçen top, tabelayı 1-0 olarak değiştirdi. O dakikaya kadar Osimhen karşısında başarılı olan eski Beşiktaşlı Colley, bu kez engel olamadı.
Bu gol, Galatasaray’a moral verdi ve daha baskılı oynamalarına neden oldu; sanki maç 0-0’mışçasına. PAOK, bu baskıyı kısa sürede atlattı ve karşı ataklara çıkmaya başladı. Golü yemeleri, onları cesaretlendirmiş olmalı! Ancak bu durum, onlara pahalıya mal olacaktı. 62. dakikada Osimhen’in karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaleci Kotarski, muazzam bir kurtarış yaptı.
Daha sonra, ani gelişen bir PAOK atağıyla karşılaştık. Dakika 67. Yerden ceza alanına çevrilen topu Günay karşıladı. O sırada defans adeta donup kaldı. İlk yarının son dakikasında golü kaçıran Konstantelias, bu kez golü atmayı başardı: 1-1.
70. dakikada PAOK, ilk oyuncu değişikliğini yaptı. Chalov’un yerine Faslı Tarık Tissoudali girdi. Okan Buruk da bunun üzerine Icardi’yi oyuna almayı düşündü. “O zamana kadar neden yedekti, Okan Buruk daha önce çift santrfora dönemez miydi?” soruları akıllarda dolaşırken, oyun durmadan devam etti. 76. dakikada Yunus Akgün, topu ağlara gönderdi: 2-1. Asisti yapan ise kafa ile topu indiren Osimhen’di; bunu da belirtmekte fayda var.
Sonrasında Mertens’in yerine Kerem Demirbay, Osimhen’in yerine de Icardi girdi. Yunus golü atmasaydı, o çıkacaktı. Gol atınca Okan Buruk vazgeçti, Osimhen’i dışarı aldı. Bu, bana göre ilginç bir düşünceydi; çünkü Osimhen oyunda etkiliydi, bir gol atmış ve bir de asist yapmıştı.
Okan Buruk, son anlarda Batshuayi’yi de oyuna aldı ve böylece maçın son dakikalarında çift santrfora dönmüş oldu. Maçın sonunda Galatasaray’ı rahatlatan isim ise Icardi oldu ve maçın skorunu ilan etti: 3-1.
Galatasaray, maçı kazanmayı başardı. Ancak, gerçekleri de göz ardı etmemek gerekir. Sonuç olarak, Galatasaray Süper Lig’de fırtına gibi estikçe, Avrupa’da o ritmi tutturmakta zorlanıyor. Bu takımın piyasa değeri 300 milyon euro. Ancak Şampiyonlar Ligi play-off’unda 65 milyon euroluk Young Boys’a iki maçta da yenilip elendi. 90 milyon euroluk PAOK karşısında ise farka gitmesi beklenirken, galibiyeti zar zor elde etti.
Belki hayal ama şöyle bir önerim var Galatasaray’a: Okan Buruk, domestic kalabilir. Süper Lig maçlarında takımın başında o olsun, Avrupa maçlarını ise Fatih Terim’e bırakın. Bu kadronun yeri zaten Şampiyonlar Ligi olmalıydı; ancak böyle devam ederse Avrupa Ligi’nde de istediğini elde edemeyecek gibi görünüyor. Çünkü PAOK’un daha güçlü rakipleri var sırada; örneğin Tottenham ve AZ Alkmaar gibi.