Connect with us

Gündem

Arnavutluk’ta Bektaşi Devleti Projesi ve Alevilik Üzerindeki Etkileri

Arnavutluk’ta Bektaşi Devleti Projesi’nin Alevilik üzerindeki etkilerini keşfedin. Bu makalede, kültürel ve dini dönüşüm süreçleri ile Bektaşilik ve Alevilik arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyeceğiz.

Arnavutluk’ta Bektaşi Devleti Projesi

Arnavutluk devleti, Vatikan benzeri bir “Bektaşi Devleti” kurma girişiminde bulunmuş durumda. Bu yeni yapının başına Baba Mondi’nin getirileceği bildirilmektedir. Baba Mondi, Arnavut kökenli bir Bektaşi babasıdır. Ancak Bektaşi geleneğine göre, Baba Mondi, bağlı olduğu Halife Baba tarafından onaylanmadığı için hiyerarşik olarak yükselemeyen bir kişidir. Bektaşi hiyerarşisinde muhip, derviş, baba, halife baba ve dedebaba gibi aşamalar bulunmaktadır. Dolayısıyla, Baba Mondi’nin devlet başkanlığı görevini kabul etmesi, gelenekle tamamen çelişmektedir. Zira Bektaşi dedebaba olan Ali Haydar Ercan Türkiye’de yaşamaktadır ve Baba Mondi bu dedebabaya bağlı değildir. Balkanlarda da dedebaba yoktur. Hiçbir Bektaşi, üstlerinden onay almadan bir göreve talip olamaz.

Bektaşilik, Alevilik içerisinde ortaya çıkan bir tarikat değildir. Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşlarda ganimet olarak elde ettiği çocuklar ve gençler, sisteme entegre etmek amacıyla oluşturulmuş bir örgütlenme modeli olarak tarih sahnesinde önemli bir yere sahiptir. Tamamen devlet odaklı bir yapı olarak inşa edilmiştir. Bu tarikatın başına ise II. Beyazıt döneminde devşirme kökenli Balım Sultan ünvanlı bir şahıs atanmıştır. Daha sonra ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından, veziri ve akrabası olan Nakşibendi tarikatından Sersem Ali Baba atanmıştır. Bektaşi tarikatını sistemleştiren ve kurallara bağlayan kişi de Sersem Ali Baba olmuştur.

Osmanlı Devleti’nin Bektaşi tarikatını oluşturmasının tek nedeni, devşirilen çocukların ve genç insanların ıslahı değildir. Diğer bir açıdan, Anadolu’daki Türkmen boyları ve Kızılbaş Alevileri’nin haksızlıklara karşı isyanlarını engellemeye yönelik önemli bir devlet aygıtı olarak da kullanılmıştır. Kısacası, Bektaşilik, dönem dönem çatışsalar da genel olarak devletle işbirliğini kabul etmiştir. 1925 yılında Cumhuriyet yönetimi tarafından çıkarılan yasa ile kapatılan Bektaşi dergahlarına, ‘devletle ilişkileri bozulmasın’ diye günümüzde bile sahip çıkılmamaktadır. Nitekim, Kültür Bakanlığı tarafından oluşturulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın en büyük destekçileri de Bektaşilerdir. Bu yapı içerisinde yer alarak bile kendi rengini belli etmiştir. Bektaşi Halife Babası Dursun Gümüşoğlu, cemevi ziyaretlerinde veya toplantılarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında oturarak bu durumu ilan etmektedir.

Tiran’da kurulacak olan “Bektaşi Devleti” düşüncesi, yıllar önce Hacı Bektaş Veli türbesinin bulunduğu Hacıbektaş ilçesi için de gündeme getirilmişti. Ancak Anadolu Alevileri arasında bu konuya bir ilgi uyandırmadığı için tartışma sona erdirilmiştir. Özetle belirtmek gerekirse, “Bektaşi Devleti” projesi Anadolu Alevileri için yok hükmündedir. Bu konuda günlerdir kamuoyunda tartışmalar yapılmasına rağmen, Alevi demokratik kitle örgütleri, kanaat önderleri, aydınları ve yazarları tarafından gündeme getirilmemiş olması bu durumu göstermektedir. Alevileri etkileyemeyecek olan bu devlet, emperyalist sistemin bir projesi olarak değerlendirildiğinden, Türkiye’de toplum tarafından tartışılmaya değer bile görülmemiştir.

Her ne kadar bazı yazarlar ve aydınlar Bektaşiliği “Kent Aleviliği” olarak değerlendirseler de bir kısmı bunu “Devlet Aleviliği” olarak kabul etmektedir. Aslına bakıldığında, günümüze kadar Bektaşilik, elit bir seçkinler örgütlenmesi olarak varlığını sürdürmüştür. Son yıllarda bazı Alevi kökenli aydınların devşirilmesi dikkate değer bir durumdur. Bektaşiliğin aynı zamanda Masonik bir yapıda olduğu da bilinmektedir. Zira Mason teşkilatının içinde bazı dedebaba, halife baba ve babalar yer almaktadır.

Aleviler, kendi özlerine döndükçe hiçbir odak onları bölmeye gücü yetmeyecektir. Bin yıldır Anadolu’da ve Rumeli’de varlıklarını tüm saldırılara ve baskılara rağmen sürdürmüşlerdir. Kurulacak bir “Bektaşi Devleti”nin varlığı veya yokluğu, Anadolu Alevileri’nin ilgi alanı değildir.