DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’ndan Vergide Adalet Mitingi Çağrısı

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’ndan Önemli Açıklamalar

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “1 Ekim’de Meclis açılır açılmaz, 3 Ekim’de Ankara’da Anıtpark’ta ‘Vergide Adalet Yasası’nın’ oy birliği ile geçmesi için büyük bir kitlesel işçi mitingi gerçekleştireceğiz” dedi. Çerkezoğlu, Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) Kars’ta kuruluşunun 30. yılı dolayısıyla düzenlenen “Sosyal Demokrasi ve Türkiye, Krizdeki Ekonomi ve Yozlaşan Demokrasi” konulu panele katıldı. Panelde, CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun ve SODEV Başkan Rasim Şişman da konuşmacı olarak yer aldı. Çerkezoğlu, 3 Ekim’de bir kez daha alanlarda olacaklarını ilk kez Kars’ta duyurdu.

Yaptığı konuşmada, Çerkezoğlu şunları ifade etti: “DİSK olarak 2 yılı aşkın bir süredir, ‘vergide adalet, gelirde adalet’ taleplerini dile getiriyoruz. Belki bazıları ‘Bu DİSK Başkanı hep aynı şeyleri tekrarlıyor’ diye düşünebilir. Ancak, gerçekten bugün Türkiye’nin en acil meselesi budur. Şimdi ‘vergide adalet, gelirde adalet ve ülkede adalet’ diyerek yeni bir mücadele sürecine başladık. Bu mücadeleye 21 ilde iş yerlerinde başladık; büyük buluşmalar gerçekleştirdik. Şimdi ise bölgede mitingler düzenliyoruz. Geçtiğimiz hafta Mersin’de Akdeniz Bölge Mitingi yaptık. Dün de İzmir’deydik. İzmir’de, bir gazeteci arkadaşımızın dediği gibi, ‘kırmızı gömlekliler seli’ oluştu. Gerçekten binlerce işçi arkadaşımızla birlikte İzmir’de de ‘gelirde adalet, vergide adalet ve ülkede adalet’ için toplandık. Çarşamba günü İstanbul’da mitingimiz var. İlk kez burada duyuruyorum: 1 Ekim’de Meclis açılır açılmaz 3 Ekim’de Ankara’da Anıtpark’ta büyük bir işçi buluşması ve kitlesel işçi mitingi yapacağız. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüp tüm siyasi partilere ilettiğimiz Vergide Adalet Yasası’nın meclisten oy birliği ile geçmesi için bu mitingi düzenleyeceğiz.”

“ÜLKEDE ADALET YOKSA EKMEK OLMAZ”

Çerkezoğlu, “Gelirde adalet istiyoruz, vergide adalet istiyoruz ve aynı zamanda da ülkede adalet istiyoruz. Çünkü ülkede adalet yoksa ekmek olmaz. Bugün Türkiye’de bir avuç insan için, bir avuç güç sahibi için, iktidar sahibi bir grup için her şey serbest. Vergi kaçırmak, yasalara uymamak, sendikal hakları ihlal etmek serbest. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymamak serbest. Doğamızı, kentlerimizi talan etmek serbest. Böyle bir durum, böyle bir demokrasi olur mu? Demokrasinin olmadığı yerde ekmek olmaz, adalet olmaz; adaletin olmadığı bir yerde de ülkenin geleceği olmaz. Bu yüzden DİSK olarak ‘Demokrasi işçinin ekmeğidir, adalet işçinin ekmeğidir’ diyoruz. Demokrasi, 5 yılda bir sandığa gidip oy vermekten ibaret değildir. Demokrasi, hayatın her alanında, her yerde olmalıdır. Başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm toplumsal kesimlerin söz ve karar sahibi olması gerekmektedir.”

İŞÇİ SINIFI SİYASETE MÜDAHİL OLMALI

“‘Siyaset’ dediğimiz şey, Türkiye Büyük Millet Meclisini oluşturan siyasi partilerin belli bir grup insan arasında geçen bir süreç değildir. Siyaset sokakta, iş yerinde, fabrikalarda ve evin içindedir. Türkiye toplumunun büyük bir kısmının işçi sınıfından oluştuğu bir dönemde yaşıyoruz. Artık emeğiyle geçinen, iş yerinde ve fabrikalarda çalışan işçilerin sorunları her zamankinden daha büyüktür. Büyük parıltılı plazalarda sönük maaşlarla hayatlarını sürdüren beyaz yakalı ve mavi yakalı işçiler, örgütsüzleşme ile mücadele ederken, emeğin taleplerinin merkezde olduğu bir siyasetin Türkiye’de egemen olması gerekmektedir. Özellikle 12 Eylül sonrası, işçi sınıfı siyasetten ve karar alma mekanizmalarından dışlandı; toplumun büyük kesimini oluşturan bu sınıfın artık siyasete müdahil olması gerekiyor.”

“ARTIK EMEK SİYASETİ TEK BAŞINA EMEK ADINA SİYASET YAPMAK DEĞİLDİR”

“Artık emek siyaseti, sadece emek adına bir mücadele değil, ülkenin geleceği için tüm siyasi partilerin, sendikaların ve işçi sınıfının birlikte hareket etmesini gerektiren bir süreçtir. Politik önerilerimizin, bu ağır tablo karşısında somut adımlar atarak bir mücadele sürecine dönüşmesi şarttır. Emek siyaseti başlıkları açıktır; ücret, gelir dağılımı ve yoksulluk gibi konulara odaklanmalıyız. Ücret meselesi, işçi ile işveren arasındaki bir sorun olmaktan çıkmış, uluslararası kapitalist sistemdeki ucuz emek cenneti olma durumuna karşı bir politik kavga haline gelmiştir. Vergi, basit bir vergi uzmanı meselesi değildir; vergide adalet mücadelesi toplumsal adaletin ve ahlakın simgesidir. Bütün bunların güvencesi olacak sendikal hakların önündeki engelleri kaldırmak da politik bir mücadeledir. Demokraside adalet mücadelesi, bugün emek mücadelesinin vazgeçilmez bir parçasıdır. İşçilerin birliğini sağlamak ve halkların kardeşliğini güçlendirmek, bizi daha fazla bölmek ve parçalamak isteyen stratejileri tersine çevirmek açısından son derece önemlidir.”