Fransız ve İtalyan Mutfağının Sağlıklı Beslenme Sırları

Fransız ve İtalyan Mutfağının Sırları

Fransız mutfağı, dünya genelinde en ünlü ve en zengin mutfaklardan biri olarak bilinir. Bu mutfağın en çarpıcı özelliklerinden biri, zengin ve yağlı yemeklerin tüketilmesine rağmen Fransızların kilo almamasıdır. Fransızlar, öğünlerinde genellikle 3-4 çeşit yemek yerler, etlerini yağlı bir şekilde tüketir, çikolataya, peynire ve şaraba büyük bir sevgi beslerler. Bununla birlikte, Avrupa’nın en ince insanların bu ülkede yaşadığı gözlemlenmiştir. Amerikan bilim insanları, bu duruma “Fransız paradoksu” adını vermiştir.

Birçok çalışma, Akdeniz diyetinin sağlığa faydalarını kanıtlamıştır. Bu diyetin sağladığı başlıca yararlar arasında:

• Kilo kaybı
• Normal kan şekeri seviyelerinin korunması
• Kardiyovasküler hastalıklar ve depresyon gibi çeşitli hastalıkların riskinin azaltılması

İtalyan mutfağı da benzer şekilde, makarna ve pizza gibi zengin yemeklere rağmen obezitenin nadir görüldüğü bir ülkedir. Araştırmalar, Amerikalı kadınların yaklaşık %22’sinin obez sınıfında olmasına karşın, Fransız kadınları arasında bu oran yalnızca %10’dur. Bu durum, bilim insanlarının ve araştırmacıların dikkatini çekmiş ve Fransız kadınlarının nasıl bu kadar formda kaldıkları üzerine incelemeler yapılmasına neden olmuştur.

Fransız mutfağında onlarca lezzetli peynir, şarap, ekmek ve kurabiye çeşidi bulunmasına rağmen, bu kadınların neden kilo almadıkları incelendiğinde bazı gerçekler açığa çıkmıştır. Beslenme alışkanlıkları, geleneklere ve yerel ürünlere bağlı olarak bölgeden bölgeye değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak, İtalyanlar koruyucu maddeler ve yapay katkı maddelerinden uzak durarak, yemeklerin kalitesine ve çeşitliliğine dikkat ederek doğal ürünler tercih ederler.

Özellikle yemek sırasında, Fransız kadınları birkaç kadeh şarap içecekse, genellikle meyve veya tatlı tüketmeyi es geçmeyi tercih ederler. Yiyecek tüketeceklerse de asla tabağını bitirmemeye dikkat ederler; birkaç çatalla doymayı bilir ve böylece yemek sonrası mutlu kalkarlar. Ayrıca, şarap genellikle yemek ile birlikte tüketilir, dolayısıyla şarabın içildiği bir yemekte çok fazla yemek yenmez.

Tabak boyutu, yemeğin görselliği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Yemek yediğiniz tabaklar ne kadar küçükse, yemeğiniz tabakta o kadar büyük görünür. Bu bir göz aldatmacası yaratır ve böylece göz doygunluğu sağlanır. Amerika’nın aksine, Avrupa’da porsiyonlar genellikle küçüktür, bu nedenle tabağınızdaki kalori bombası bile olsa daha az yemek yersiniz.

Fransız kadınlarının başarıyla uyguladığı bir diğer diyet gerçeği de, tabaklarını asla bitirmemeleridir. Sevdikleri yiyecekleri tüketirler, ancak miktarlarına dikkat ederek mutlu kalkarlar ve böylece doygunluk hissi yaratırlar. Fransız marketlerinde, bio ve organik etiketleri bulmak oldukça kolaydır. Sağlıklı ve doyurucu içerikler, taze sebzeler ve salatalar, Fransız diyetinin önemli bir bölümünü oluşturur. Yedikleriniz boş kalori değil, faydalı kalori olarak kabul edilir.

Bununla birlikte, bu durum sadece Fransızlara ve İtalyanlara özgü bir özellik değildir. Avrupa’da şehirler arasındaki mesafeler, Türkiye’deki gibi uzun değildir; bu nedenle insanlar genellikle yürüyerek veya bisikletle hareket ederler. Avrupa’ya tatile gittiğinizde daha fazla yürüdüğünüzü fark etmişsinizdir; işte bu da yaşam tarzının bir parçasıdır. Arabaların girmesinin yasak olduğu dar sokaklarda yürümek zorundasınız ve bu, insan bedeninin doğası gereği günde 30 km yürümeye programlandığı gerçeğiyle de örtüşmektedir.

Çikolata yerine meyve tüketimi, İtalyan ve Fransız kadınlarının tatlı isteklerini karşılamak için tercih ettikleri bir yöntemdir. Çikolata veya diğer tatlıları kesinlikle reddetmezler, ancak genellikle meyveleri tercih ederler. Zeytinyağı, İtalya’da önemli bir yağ kaynağıdır. Düzenli zeytinyağı tüketiminin kalp-damar hastalıkları, iltihaplanma, kanser riskini azalttığı ve mide-bağırsak sistemine faydalı olduğu bilinmektedir.

İtalya’da, diğer Avrupa ülkelerine göre daha az et tüketilir. İtalyanlar, bunun yerine omega-3 yağ asitleri sağlayan balığı, baklagilleri, kuruyemişleri ve peynir gibi diğer protein kaynaklarını tercih ederler. Yararlı gelenekler arasında, İtalyan kadınlarının iştahlarını nasıl kontrol edeceklerini bilmeleri ve stres altında aşırı yemek yememeleri yer alır. Uzun yemek süreleri boyunca rahatlar ve sosyalleşirler; akşam yemeğinden sonra ise şehirde keyifli bir yürüyüş yapmayı tercih ederler.

İtalya’da kadınlar, kalori konusunda endişelenmez, uykuya ve dinlenmeye büyük önem verirler. Rahatlamayı bilir, anın tadını çıkarır ve iş, dinlenme ve kişisel bakım arasında bir denge bulurlar. İtalyan kadınının yeme alışkanlıkları, sağlıklı beslenmenin ölçütü sayılabilir. Bu alışkanlıklar, nitelik ve nicelik arasında bir denge sağlamaktadır:

• Bol miktarda meyve ve sebze
• Orta düzeyde sağlıklı yağların tüketimi
• Bol miktarda karbonhidrat, balık, tavuk ve hindi eti, çok az kırmızı et
• Şekerli gazlı içeceklerin, cipslerin ve mayonezin sınırlandırılması

Başka bir deyişle, etiketlere veya diyetlere takıntılı değillerdir; sadece sağlıklı ve besleyici bir diyet benimseyip aktif bir yaşam tarzı sürdürmektedirler.