Ekonomi İş Dünyası
Yatağan Termik Santrali İşçilerinin Direnişi ve Ekonomik Adalet Talebi
Yatağan Termik Santrali işçilerinin ekonomik adalet talebi ve direniş hikayelerini keşfedin. Mücadeleleri, hak arayışları ve santral çevresindeki sosyal etkileriyle ilgili derinlemesine bir analiz.
Yatağan Termik Santrali İşçilerinin Direnişi Devam Ediyor
26 Ağustos’ta Tekirdağ/Çerkezköy’de ve 3 Eylül’de Zonguldak’ta gerçekleştirilen ‘geçinemiyoruz’ mitinglerinin ardından, Yatağan Termik Santrali işçileri Türkiye’nin dört bir yanında eylemlerine aralıksız olarak devam etmektedir.
“Bıçak Kemiğe Dayandı”
Bugün Yatağan’da gerçekleştirilen eylemde işçiler, “Yatağan işçisi direnişin simgesi” sloganları atarak, birlik ve dayanışma mesajı verdiler. Eylemde konuşan Türk-İş’e bağlı Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik, daha önce Türkiye’nin farklı bölgelerinde de eylemler düzenlendiğini hatırlatarak, “Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ancak bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüz binler ile haykıracağız” şeklinde ifadelerde bulundu.
Başkan Erçelik, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış sağlanamaz.”
Geçmiş yıllarda da ekonomik krizlerin yaşandığını belirten Erçelik, “Geçim şartları her dönem ağırlaşmıştı. Ancak bu dönemde yaşanan yoksulluk, daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaşmıştır. İşçiler her zaman mağdur olmuştur. Enflasyon oranı kadar ücret zammı verilmesi, yoksulluğun sürmesine neden olmaktadır. Resmi olarak açıklanan enflasyon oranları, yaşadığımız gerçeğin oldukça uzağındadır ve bu durum bizi daha da yoksullaştırmaktadır. Ayrıca, açıklanan resmi enflasyon oranları düzeltilmezse, kayıplarımız daha da artacaktır. Unutulmamalıdır ki, işçiler enflasyonun sebebi değildir.”
Erçelik, gelir adaletinin sağlanması için vergide adaletin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Az kazananlardan az, çok kazananlardan ise çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sunduğu kaynakları kullanarak servet elde edenler var, fakat işçilerin ödediği kadar vergi vermemektedirler.”
“İşçiler, 12 ay çalışmakta ve buna rağmen 2,5 aylık ücretlerini vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır.”
Yapılan her harcamada dolaylı vergiler, yani KDV ve ÖTV gibi yükümlülükler bulunmaktadır. Bu nedenle, vergi sistemi acil olarak düzenlenmelidir. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları, kabul edilebilir düzeyde güncellenmeli ve işçi ücretleri üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.”